Asgari Fiyat Tespit Kurulu, minimum fiyata yapılacak orta artırım ölçüsünü belirlemek için çalışmalarını tamamladı. Yeni taban fiyat 5 bin 500 lira oldu.
Konuyla ilgili CNN Türk canlı yayınına açıklamalarda bulunan Beykoz Üni. Ö.Ü Prof. Dr. Sinan Alçın: Bu ne kadar yüksek olsaydı. Oradaki kayıp da o kadar az olurdu. Yüklü olarak gerçek gelirdeki kaybın telafisine dönük bir adım olduğunu görüyoruz. 100 liralık katkı nakdi olarak mı ödenecek. SGK patron hissesinden mı indirim olacak.
Özel bölümün şu an prestijiyle temel odaklı mevzu işin sürdürülebilirliği, kredi kanalının açık tutuluyor olmasıdır. Ciro endeksi yıllık bazda yüzde 120 artış gösterdi. Enflasyondaki artış seyri büyüme ile hareket ettiği için o cephede maliyet yahut zorlayıcı bir durum olarak gözükmüyor. Büyümede yavaşlama ortaya çıkarsa o vakit birçok şey sorun haline gelmeye başlar.
ENFLASYONA TESİRİ NE OLUR?
Asgari fiyat üzerinden bakarak enflasyon üzerindeki etkiyi yorumlayıncaya kadar alt alta sıralayabileceğimi onlarca husus var. Mutfakta kaynayamayan tencere sorunudur. Gerçek gelirin muhakkak düzeyde tutulması, kaybın en az seviyede tutulması, geniş kesitlerde kalıcı yoksulluğu bertaraf edecek niteliktedir. Enflasyonun üzerindeki tesir rakamsal olarak fazla önemseyemeyiz. TÜİK’in açıkladığı sayılar yüzde 73.5 bunun üzerinde minimum fiyatı yaratabileceği tesir kıymetli değildir.
Beykent Üni Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman ise şu açıklamalarda bulundu: “Herhangi bir bütçe düzenlenirken geçen yılki hasılatın yüzde 10’unu şu faaliyete ayırarak bütçe oluşturalım dersek mantıklı bir sonuç çıkar. O geçtiğimiz yıl bitmiş satışlardır. Faaliyet geçtiğimiz devrin bütçesine aittir. Burada temel problem sayın Cumhurbaşkanımız da bu mevzuya temas etti. Bu oranlar tam da kıymetli hocamızın dediği üzere aslında geride kalan periyodun telafi edilmesine dayalı bir stratejiyi yansıtıyor. Önümüzdeki periyot enflasyonun tepeyi bir an önce görüp aşağı istikametli hareket etmesi senaryosu geçerli olursa sene sonunda yine önümüzdeki yıl için yapılacak yeni düzenlemenin bir kesim daha ön alıcı tesiri olabilir.
Enflasyon bir sarmaldır. Tabiri caizse kaçmaktan kovalamaya vakit bulamazsınız. Siz T noktasına geldiğinizde orada bundan sonra devam edecek enflasyona karşı bir güvenlik kemendiyle sarmalamaktan bir tarafa geçtiğimiz periyottaki hasarları gidermeye çalışırsınız.
Bu daire kırılmazsa daima olarak görece gelir kaybının peşinden koşan enflasyona karşı siyasetlere da yansır. Ben bunu bir öteki paralel gelişme olarak Merkez Banka’mızın enflasyonla gayrette PPK notlarında daima olarak koruduğu orta vadede yüzde 5’lik enflasyonu muhafazasına hatırlatmak istiyorum. Yüzde 5’lik bir amaç çok gerçekçi ve öngörülebilir maksat değildir.
150 kiloluk bir şahsa sizin beden kitle endeksin 67 kilo 3 ayda bu kiloya inecek derseniz vatandaş bu rejime girer lakin en ufak bir disiplin yokluğunda ipin ucunu bırakı o fayda değil ziyan denir. Yüzde 5 enflasyon yerine tek hanelere indirilmesi üzere gerçekçi ögelerin olması lazım.
Böyle bir senaryonun gündeme gelmesi enflasyonda üst taraflı hareketin temposunun artarak sürmesiyle mümkün olabilir dileriz o denli bir senaryo gündeme gelmez. 3 ay sonra bu türlü bir gereksinimin ortaya çıkması enflasyonun 3 haneli sayılarda seyretmesi durumunda kelam konusu olur bu hiç arzulanan bir senaryo olmamak gerekir. Bir an önce üç haneli suları test etmeden makul düzeylere dönülmelidir.
YILBAŞINDAN EVVEL YENİ BİR DÜZELTME GEREKİR Mİ?
Enflasyonun makul bir patikaya inmesi lazım. Yapısal önlemlerin en güçlü olanları gelsin hiç kimse sihirli tahlil beklemesin sayılarda da sihir aramamak gerekir. Süreksiz bir rahatlama, geçmiş devrin külfetini telafi edebilme durumu ortaya çıkmıştır. 5 bin liranın üzerini biz de bekliyorduk. Ortalama bir durum tespit ettik. Akademisyenler çoklukla daha mütevazi giden yapıya sahiptir. İş adamı olmadığımız için risk almak istemeyiz. Ümit edilir ki artık sene sonuna kadar düzenleme muhtaçlığı ortaya çıkmasın.
Vergi Uzmanı Muhammet Bayram ise konuşmasında şu sözleri kullandı: “Sigorta primlerinden indirim olacağını düşünmekteyiz. Yüzde 50’lik artış geçen yılın enflasyonuydu. Yüzde 30’luk artırım beklentiler karşılamadı. Bu orta bir artış dendi fakat yılbaşında yapılacak artışla enflasyonda daha artışa neden olabilir.
En azından süreksiz bir ortam da olsa bile yüzde 40’lık bir artış düzgün bir artış olacaktır. Herkesin beklentisi yüzde 40 artıştı fakat burada patron üzerindeki yükler de düşünüldü. İşsizlik sigorta fonunda devletin kullanmadığı meblağlar mevcut.
Asgari Fiyat Tespit Kurulu, minimum fiyata yapılacak orta artırım ölçüsünü belirlemek için çalışmalarını tamamladı. Yeni taban fiyat 5 bin 500 lira oldu.
Konuyla ilgili CNN Türk canlı yayınına açıklamalarda bulunan Beykoz Üni. Ö.Ü Prof. Dr. Sinan Alçın: Bu ne kadar yüksek olsaydı. Oradaki kayıp da o kadar az olurdu. Yüklü olarak gerçek gelirdeki kaybın telafisine dönük bir adım olduğunu görüyoruz. 100 liralık katkı nakdi olarak mı ödenecek. SGK patron hissesinden mı indirim olacak.
Özel bölümün şu an prestijiyle temel odaklı mevzu işin sürdürülebilirliği, kredi kanalının açık tutuluyor olmasıdır. Ciro endeksi yıllık bazda yüzde 120 artış gösterdi. Enflasyondaki artış seyri büyüme ile hareket ettiği için o cephede maliyet yahut zorlayıcı bir durum olarak gözükmüyor. Büyümede yavaşlama ortaya çıkarsa o vakit birçok şey sorun haline gelmeye başlar.
ENFLASYONA TESİRİ NE OLUR?
Asgari fiyat üzerinden bakarak enflasyon üzerindeki etkiyi yorumlayıncaya kadar alt alta sıralayabileceğimi onlarca husus var. Mutfakta kaynayamayan tencere sorunudur. Gerçek gelirin muhakkak düzeyde tutulması, kaybın en az seviyede tutulması, geniş kesitlerde kalıcı yoksulluğu bertaraf edecek niteliktedir. Enflasyonun üzerindeki tesir rakamsal olarak fazla önemseyemeyiz. TÜİK’in açıkladığı sayılar yüzde 73.5 bunun üzerinde minimum fiyatı yaratabileceği tesir kıymetli değildir.
Beykent Üni Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman ise şu açıklamalarda bulundu: “Herhangi bir bütçe düzenlenirken geçen yılki hasılatın yüzde 10’unu şu faaliyete ayırarak bütçe oluşturalım dersek mantıklı bir sonuç çıkar. O geçtiğimiz yıl bitmiş satışlardır. Faaliyet geçtiğimiz devrin bütçesine aittir. Burada temel problem sayın Cumhurbaşkanımız da bu mevzuya temas etti. Bu oranlar tam da kıymetli hocamızın dediği üzere aslında geride kalan periyodun telafi edilmesine dayalı bir stratejiyi yansıtıyor. Önümüzdeki periyot enflasyonun tepeyi bir an önce görüp aşağı istikametli hareket etmesi senaryosu geçerli olursa sene sonunda yine önümüzdeki yıl için yapılacak yeni düzenlemenin bir kesim daha ön alıcı tesiri olabilir.
Enflasyon bir sarmaldır. Tabiri caizse kaçmaktan kovalamaya vakit bulamazsınız. Siz T noktasına geldiğinizde orada bundan sonra devam edecek enflasyona karşı bir güvenlik kemendiyle sarmalamaktan bir tarafa geçtiğimiz periyottaki hasarları gidermeye çalışırsınız.
Bu daire kırılmazsa daima olarak görece gelir kaybının peşinden koşan enflasyona karşı siyasetlere da yansır. Ben bunu bir öteki paralel gelişme olarak Merkez Banka’mızın enflasyonla gayrette PPK notlarında daima olarak koruduğu orta vadede yüzde 5’lik enflasyonu muhafazasına hatırlatmak istiyorum. Yüzde 5’lik bir amaç çok gerçekçi ve öngörülebilir maksat değildir.
150 kiloluk bir şahsa sizin beden kitle endeksin 67 kilo 3 ayda bu kiloya inecek derseniz vatandaş bu rejime girer lakin en ufak bir disiplin yokluğunda ipin ucunu bırakı o fayda değil ziyan denir. Yüzde 5 enflasyon yerine tek hanelere indirilmesi üzere gerçekçi ögelerin olması lazım.
Böyle bir senaryonun gündeme gelmesi enflasyonda üst taraflı hareketin temposunun artarak sürmesiyle mümkün olabilir dileriz o denli bir senaryo gündeme gelmez. 3 ay sonra bu türlü bir gereksinimin ortaya çıkması enflasyonun 3 haneli sayılarda seyretmesi durumunda kelam konusu olur bu hiç arzulanan bir senaryo olmamak gerekir. Bir an önce üç haneli suları test etmeden makul düzeylere dönülmelidir.
YILBAŞINDAN EVVEL YENİ BİR DÜZELTME GEREKİR Mİ?
Enflasyonun makul bir patikaya inmesi lazım. Yapısal önlemlerin en güçlü olanları gelsin hiç kimse sihirli tahlil beklemesin sayılarda da sihir aramamak gerekir. Süreksiz bir rahatlama, geçmiş devrin külfetini telafi edebilme durumu ortaya çıkmıştır. 5 bin liranın üzerini biz de bekliyorduk. Ortalama bir durum tespit ettik. Akademisyenler çoklukla daha mütevazi giden yapıya sahiptir. İş adamı olmadığımız için risk almak istemeyiz. Ümit edilir ki artık sene sonuna kadar düzenleme muhtaçlığı ortaya çıkmasın.
Vergi Uzmanı Muhammet Bayram ise konuşmasında şu sözleri kullandı: “Sigorta primlerinden indirim olacağını düşünmekteyiz. Yüzde 50’lik artış geçen yılın enflasyonuydu. Yüzde 30’luk artırım beklentiler karşılamadı. Bu orta bir artış dendi fakat yılbaşında yapılacak artışla enflasyonda daha artışa neden olabilir.
En azından süreksiz bir ortam da olsa bile yüzde 40’lık bir artış düzgün bir artış olacaktır. Herkesin beklentisi yüzde 40 artıştı fakat burada patron üzerindeki yükler de düşünüldü. İşsizlik sigorta fonunda devletin kullanmadığı meblağlar mevcut.
