NTV’nin mevzuyla ilgili sorularını yanıtlayan BDDK Lideri Akben, şöyle konuştu:
“İhtiyacı olmayan şirketlerin de döviz aldığını gördük. Bu düzenlemenin sermaye denetimi ile alakası yok. Bu finansal istikrarın sağlanması konusunda değer arz ediyor. Bankacılık Kanunu bize bu yetkiyi veriyor.”
Söz konusu kararın taşıdığı kuralları hatırlatan Akben, bunları şöyle sıraladı:
“Bunlar bağımsız kontrole tabi şirketler olsun.
Bilançodaki bedel 15 milyon TL’nin üzerinde döviz karşılığı söz etsin.
Aktif toplamının yüzde 10’u yahut bir yıllık satış hasılatının yüzde 10’undan fazlası olan hangisi ise bunlar olsun. Bu 3 koşulu taşımak zorunda. Bu, şirketler bazında uygulanan bir karar. Şahısları, ortakları ilgilendiren bir karar değil. Muhtemelen 300’ün üzerinde şirketi kapsıyor. 300’ün üzerinde şirketin döviz durum fazlalıkları var. 15 milyar dolardan fazla bir fazlalık var.”
Piyasa rahatlatılacak
BDDK Lideri Akben şunları kaydetti:
“Kararın güzelleştirilmesi gereken yanları olacaktır. Uygulamayı piyasayı daha rahatlatıcı bir hale getireceğiz. İsteğimiz şu, ucuz TL kredi ile döviz alıp altın alıp bunları durum tutmayın, yatırım yapın, istihdam üretin bu alanlarda kullanın. Bu kararlar daima devam etmeyecek.”
Kur muhafazalı mevduat 1 trilyon lirayı aştı
Kur muhafazalı mevduata (KKM) bir akış olduğunu belirten Akben, “Büyük taban bu işten mutlu. KKM’de 1 trilyonun üzerinde bir büyüklüğe ulaşıldı” dedi. Akben, bankacılık dalındaki genel görünümü de şöyle özetledi:
“Bankacılık bölümünde Haziran 2022 itibariyle tahsili gecikmiş alacak oranı yüzde 2.5 civarında. Tahsili gecikmiş alacaklar için bankaların ayırdığı karşılık oranı da yüzde 80’lerin üzerinde, ikinci kümedeki alacaklılar için de karşılık oranı da yüzde 20’lerin üzerinde. Şu anda bankaların bilanço etkin kalitesi ve likidite durumunda rastgele bir sorunla karşı karşıya değiliz. Bu alanlarda güçlülüğümüz hala devam ediyor. Bankaların faiz oranının makul düzeyde kalması kıymetli.”
